Categories
Eleştri TC

Bir foto binlerce kelimeye bedel

Bu neyin sevinci beyler?

Categories
Çalışma Hayatı Eleştri Sosyal Yorum

Upload DMA ve Selman GUNEY

Severek basladigim sobee firmasinin icanfootball projesinden is verenim olan yuklenici firma Upload DMA kaynakli problemler yuzunden ayrildigimdan onceki yazimda bahsetmistim. Normal sartlarda boyle bir yaziyi gunluk siteme yazmazdim ama yapilan ayiplari ortaya sermek gerektigini dusunerek bu yaziyi yayinlayacagim. Belki baska emekci arkadaslarimizi boyle patronlarin serrinden koruyabilirim.

Upload DMA (Digital Media Agency), ticari unvani ile "UPLD Reklam Organizasyon Bilişim ve Ticaret Ltd. Şti". Bildigim kadariyla Selman GUNEY ve Tuncay BUYUKOGLU ortakligindaki bir sirket. 121 Metre, Electric-agency ile organik baglari mevcut. Buralardan da is alarak calismalarini surduruyorlar.

Firma SSK primlerimi eksik yatirdigi icin is akdimi hakli nedenlerle feshettim. Firma patronlarindan Selman GUNEY ile bu durumu medeni sekilde konusup yollarimizi ayirdik ama is kalan maas alacagini almaya gelince zaten odeme guclugu yasayan firma patronu eposta ve telefonlarima hic bir sekilde cevap vermeyerek acmaya calistigim tum anlasma yollarini reddetti. Ben de bunun uzerine kanuni haklarima dayanarak yasal sureci isletmeye basladim.

Firmanin tum musteri ve calisanlarina duyurulur.

Ek : İhtarname İş akdi feshi Upload DMA

Link: http://uploaddma.com/

Categories
Uncategorized

IMF

Çobanın biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş. Tam o anda, yanına bir Cherokee Jeep yanaşmış. Brioni gömlek, Prada ayakkabılar giyen, Ray-Ban gözlüklü ve Stefano Ricci kravatlı bir sürücü, aşağıya inip, çobana sormuş.

— Kaç tane koyunun olduğunu bilirsem, bana onlardan bir tanesini verir misin?

Çoban, bir adama bir de koyunlarına bakmış; “Tamam” diye cevap vermiş.

Genç adam arabasını park etmiş. Telefonunu bilgisayarına bağlayıp, bir NASA sitesine girmiş, GPS’ini kullanarak yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş 60 excel tablosunu açmış ve 150 sayfalık bir rapor basmış. Ardından, çobana dönerek;

“Tam 983 adet koyunun var” demiş.

Çoban da “Doğru” diye cevap vermiş, “Koyununu alabilirsin”. Genç adam koyunu almış ve jeep’inin arkasına koymuş. Bu kez çoban genç adama dönüp;

“Peki… Senin nerede ve ne iş yaptığını bilirsem, koyunumu geri verir misin?” diye sormuş. Adam da “Evet neden olmasın” diye yanıtlamış. Bunun üzerine çoban;

“Sen IMF’de uzmansın” demiş.

Adam hayretle sormuş; “Nasıl oldu da bildin?” Çoban “Çok basit” diye cevap vermiş. “Buraya çağrılmadan geldin, bu bir. İkincisi benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için benden bir koyunumu istedin. Üçüncüsüne gelince, yaptığın hiçbir şeyden anlamıyorsun çünkü köpeğimi aldın!”

Categories
Eleştri Yorum

Türk dizileri

Emperyalist devletler, yaşayabilmek için başka devletleri sömürmek zorundadır. Bu işi yaparken kaynak olarak kullanılacak devletin olabildiğince küçük parçalara ayrılıp sömürülmesi yolu çok makbuldür.

Yugoslavya, Sovyetler Birliği, Irak, Çekoslovakya ve daha niceleri hep bu tezgah sonucu artık yok…

Peki bu milletlerin elleri armut mu topluyordu da emperyalist güçler emellerine rahatça ulaşabildi? Tabi ki hayır. Sadece uyuşturulmuşlardı.

Daya televizyonu, daya diziyi, daya yarışmayı… Taktik hep aynı…

Bir ara bizde de bir çok pembe dizi bu amaç için kullanıldı… Etkili olmadığını düşünebilirsiniz ama elimizden alınan şeylerin yavaş yavaş farkına varmaya başlayacağız. (Tabi önce gaflet uykusundan uyanmamız lazım…)

Tabi bu pembe diziler sadece bizde değil bize yakın kültürlerde de kullanılmak istendi. Ancak, pembe dizilerde bir sıkıntı vardı. Müslüman milletler üzerinde etkisini beklenen hızda göstermiyordu. Çünkü bizim kültürümüzden çıkmıyorlar, bizim örf, adet ve anenelerimize ters düşüyorlardı.

Aradan uzun bir süre geçti… Sonra nasıl olduysa birden ülkemizde dizi sektörü patladı. Her kanalda günde 3-5 dizi yayınlanır hale geldi. Yabancı pembe dizilere alternatif yaratılmıştı. Daha sonra bu diziler komşu Arap ülkeler ve Türki cumhuriyetlerde gösterlimeye başlandı. Hatta kardeş ülke Azerbeycan’da Türkçe değil dublajlı olarak izletilmesi konusu bile tartışıldı.

Herkes dizilerdeki karakterleri yaşamaya, onların dertlerini dert bilmeye, çalışma saatlerinde bile olayları irdeleyip tartışmaya başlamıştı… Cebindeki para gizlice alınıyormuş… Koy götüne, rahvan gitsin… Kimin umurunda. “Ferhunde .r..p.s. Şevket’i aldatıyormuş, yazık Şevket harcanıyormuş. İstese Sedef verirmiş ama treni kaçırmış… Ama Ferhunde’nin foyası ortaya çıkınca tekrar bi şans olabilirmiş…” Kardeşim sen bunların tartışırken ayağındaki donu bile satıyor birileri… Mutfağındaki un başka taraflara akıtılıyor… Haberin yok…

Senin neyden haberin var… Hükümetin yaptığı yakacak yardımından, yiyecek yardımından… Ne iyi hükümet değil mi?

Bence artık uyanmanın vakti geldi… Silkelenin ve kendinize gelin. Hepimizin içinde olduğu bu durumunda tek sorumlusu AKP ve politikalarıdır… Yaşadığınız hayatın boktanlığından AKP sorumludur. Yine bizden topladıkları paralarla yaptıkları yardımlara kanmayın… 5 alıp 1 verenlere aldanmayın…

En başta saydığım ülkelerin arasında bizlerin de isimlerinin sayılmaması için TV izlemekten daha faydalı şeyler yapmaya başlamamız lazım… En azından zamanınızı öldürmeyin. Haber, tartışma programı izleyelim…

Hiçbir şey yapamıyorsak bile kapatalım televizyonu, sevdiklerimizle vakit geçirelim, sohbet edelim…

Kesinlikle “Yaşadığımızın farkına varacağız…”