Ortalık çok fena karıştı, Cem Yılmaz’ın gora da Erşan Kuneri karakteri ile söylediği gibi “olay köşkte geçiyor; ahçı uşağa, uşak bahçıvana, bahçıvan şoföre, şoför uşağa, sonra hepsi uşağa” Herkes birbirine girdi. Ben bu olayda tek gördüğüm AKP’ nin köşeye sıkıştığı ve bu sıkışmışlıkla saçma açıklamalar yapmaya ve yaptırtmaya başladığı…
İlk olay, sanıklardan biri “diğerine, başbakana verilmek üzere parayı teslim ettiğini” söylüyor. Sonra diğeride bunu doğrulayarak “Parayı başbakan a teslim ettim” diyor. Ardından dün ağız değiştirip “Ben başbakana para teslim etmedim, kayıtlara geçsin!” diyor. Hehe… “Parayı aldın yani, köftehor!” diyorum içimden…
İkinci olay, Deniz Feneri dernek başkanı çıkıyor lojistik merkezinde basın toplantısı yapıyor. Açıklamalarında “bizim almanya da ki dernekle ilgimiz yoktur!” diyor. Sonra bu söylediğini kendi kendini yalanlayarak “Almanyadaki derneğe dava açıldığında derneğimiz üç ay süren denetlemeye alınmıştır ve almanya deniz feneri derneği ve kanal 7 televizyonu ile ilişkilerimiz bir usülsüzlük bulunmadığı sonucuna varmıştır” diyor… Yani hem ilişkin yok hem de olmayan ilişkide herşey usülüne uygun…
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…