İnsanın duygularını anlatamadığı anlar olur… İşte Anıtkabir ziyaretimiz böyle bir çok ana şahit oldu… Şanlı Türk Ordumuzun çiçek gibi bakıp organize ettiği müthiş bir yapı ‘Anıtkabir’.
Önce kısa bir taksi yolculuğu ile Anıtkabir’in kurulu olduğu Anıttepe mevkisinde nizamiyeye geldik… Bu noktadan ileriye sadece yürüyerek ve tahsis edilmiş olan ring servisi ile gidilebiliyor. Nizamiyeden içeriye hiç bir şekilde el çantalarının dışında büyük çanta vb. sokulamıyor. Biz de girişte bulunan emanete sırt çantamızı bıraktık. (Keşke bırakmadan önce şapkalarımızı almayı akıl edebilseydim.)
Ring servisi ile hareket ettik. Yavaş yavaş sıcaktan etkilenmeden hafif esintili bir şekilde ilerliyorduk…
Ters oturanlar yaklaştıkları yerleri görmek için boyunları koparcasına geriye dönüp bakıyorlardı.
Kısa bir yolculuktan sonra Aslanlı Yolda indik ve Anıtkabir ziyaretimiz gerçek anlamda başlamış oldu.
Tüm diğer ziyaretçiler gibi heyecanla aslanlı yolun başında bulunan merdivenleri çıktık ve yolun girişinde bulunan Hürriyet ve İstiklal kulelerini gezdik.
İstiklal kulesi (sağ) Anıtkabir maketini sergilerken, Hürriyet kulesi (sol) Anıtkabir inşaasında kullanılan malzemeleri ve ilgili fotoğrafları sergiliyordu.
Aslanlı yol karşımızda duruyor ve büyük bayrak direği üzerinde bayrağımız uzakta dalgalanarak bize hoş geldiniz diyordu.
Bu yolda yürüyen kalabalıkları hayal ettim…
Alsanlı yolda girişte bulunan erkek ve kadın heykel grupları, aslanlı yola adını veren aslan heykelerden daha ilgi çekici duruyorlardı tabi ki.
Özellikle kadın heykel grubunun Ata’yı uğurlamayı tasvir ediyor olmasından çok etkilendim…
Ama yolun iki tarafında karşılıklı olarak dikilmiş kırmızı ve beyaz güller kocaman kocaman açmışlar ve insanlara eşlik ediyorlardı. Özellikle kırmızı güllerin büyüklüğü bu topraklar için dökülen kanların çokluğunu gösterir gibiydi.
Ata’nın askeri olmanın verdiği gururla nöbet değişiminden dönen askerlerimiz.
Aynı mekan içinde istirahat eden ebedi silah arkadaşları.
Özel olarak yapılan bayrak direğinde ay-yıldızlı bayrağımız nazlı nazlı dalgalanırken ona bakan bir insanın gurulanmaması mümkün mü?
“Dalgalan sen de şafaklar gibi, ey nazlı hilal!”
Rahat uyu… Emanetine sahip çıkacağız…