Para koleksiyonu ile ilgilendiğim için ülkemiz tedavül madeni paralarını takip edip edinmek için darphane sitesi takip ediyorum. Bugün uzun süredir girmemiş olduğumu hatırladım ve çok şaşırdım. İnanılmaz kötü olan site kabuk değiştirmiş ve kullanılabilir hale gelmişti. Elinize sağlık. Ama hala online mağaza olmaması büyük eksiklik. Bir de yeri değil ama yazayım. Eskiden günlük para bastırabiliyorduk. Niye bitirdiniz ki bu hizmeti? Kötü oldu.
Category: Yorum
Mavi akbil kullananlar bilirler. Ayın 1-4 arası dolum yapılır. İETT’nin açıklamasına göre Şubat 2010 itibariyle artık özel bayilerden de dolum yapılabilecek. İlave olarak ayın hergünü dolum yapman mümkün. Ayrıca dolum makbuzuma göre mevcut son kullanım tarihi de ayın yedisine kadar uzatılmış.
Bu güzel bir gelişme olmasına rağmen otomatik akbil yükleme makinelerinden hala akbil satılamıyor olması bir eksiklik. Umarız bu gelişme otomatik yükleme makinelerinden akbil satabilmek için atılmış ilk adım olsun.
Upload DMA ve Selman GUNEY
Severek basladigim sobee firmasinin icanfootball projesinden is verenim olan yuklenici firma Upload DMA kaynakli problemler yuzunden ayrildigimdan onceki yazimda bahsetmistim. Normal sartlarda boyle bir yaziyi gunluk siteme yazmazdim ama yapilan ayiplari ortaya sermek gerektigini dusunerek bu yaziyi yayinlayacagim. Belki baska emekci arkadaslarimizi boyle patronlarin serrinden koruyabilirim.
Upload DMA (Digital Media Agency), ticari unvani ile "UPLD Reklam Organizasyon Bilişim ve Ticaret Ltd. Şti". Bildigim kadariyla Selman GUNEY ve Tuncay BUYUKOGLU ortakligindaki bir sirket. 121 Metre, Electric-agency ile organik baglari mevcut. Buralardan da is alarak calismalarini surduruyorlar.
Firma SSK primlerimi eksik yatirdigi icin is akdimi hakli nedenlerle feshettim. Firma patronlarindan Selman GUNEY ile bu durumu medeni sekilde konusup yollarimizi ayirdik ama is kalan maas alacagini almaya gelince zaten odeme guclugu yasayan firma patronu eposta ve telefonlarima hic bir sekilde cevap vermeyerek acmaya calistigim tum anlasma yollarini reddetti. Ben de bunun uzerine kanuni haklarima dayanarak yasal sureci isletmeye basladim.
Firmanin tum musteri ve calisanlarina duyurulur.
Ek : İhtarname İş akdi feshi Upload DMA
Link: http://uploaddma.com/
Hayatın anahtarı
Mevsim yaz, aylardan Ağustos ayı…
Riviera kıyısında küçük bir kasaba, yaz sezonu, ancak yağmur yağıyor, yani kasaba bomboş.
Herkesin borcu var ve kredi ile yaşıyorlar.
Şans eseri bir otele zengin bir Rus geliyor ve resepsiyona 100 $ bırakıp, odaya bakmaya çıkıyor.
Otel sahibi parayı hemen alıp, et marketine olan borcunu ödüyor.
Market sahibi 100$ kaparak, hemen toptancıya olan borcunu vermeye gidiyor.
Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp, kriz nedeniyle kredili hizmet veren son defa birlikte olduğu
fahişeye götürüyor.
Fahişe parayı alıp aynı otele giderek oraya olan borcunu ödüyor….
Ve o anda Rus müşteri odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip 100$ parasını alarak kasabayı
terk ediyor.
Rus müşterinin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor, ancak
TÜM KASABA BORÇLARINDAN KURTULUYOR VE GELECEĞE ÜMİTLE BAKIYOR!!!
Gönderen Erhan Gocuklu arkadaşıma teşekkür ederim…
“Büyük dinimiz, çalışmayanın insanlıkla alâkası olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür, onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir.”
Mustafa Kemâl ATATÜRK
1923
Bildiğiniz gibi AKP cumhuriyetimizin ne kadar kazanımı varsa yerle bir etmeyi, varlıklarını yandaşlarına peşkeş çekmeyi geldiği ilk günden bu yana sistematik bir şekilde arttırarak devam etmektedir… Kendilerinde bu güveni nerden buluyorlar bilinmez ama şu noktada Allah korkuları olmadığı kesin…
Bir hata yapılmıştır ve bir arazi orman niteliğini yitirmiş olabilir… Bu hatayı telefi etmenin yolu o araziyi satmaktan mı geçer? O araziye tekrar orman niteliği hadi geçtim, yeşil alan niteliği kazandırılamaz mı? İlla ki birilerine satıp elden çıkarmak mı gerekir?
İçinde azıcık Allah korkusu olan insanlar böyle davranamaz değil mi?
İşte bu konuya dikkat çekmek, kamuoyu oluşturmak için TEMA‘nın bir imza kampanyası var.
Siz de kampanyaya katılarak konuya duyarlılığınızı gösterebilirsiniz.
İmza kampanyasına http://www.tema.org.tr/2B/ adresinden katılabilirsiniz…
Not: söylemeden edemiyeceğim. Konu hassas bir konu ama imza formunda doğum tarihi ve eposta bilgisi gibi kişisel bilgilerin istenmesi ve formun altında kafadan işaretli olarak gelen “TEMA Vakfı Haber Listesine Katılmak İstiyorum” seçeneğinin bulunmasını ahlaki olarak yanlış buluyorum…
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayicisini kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.
copyright © 1999-2012 sourtimes entertainment
Teşekkürler sourtimes
Bize barbar adını takanlar. Kişi karşısındakini kendi gibi bilirmiş…
Kendini savunma hakkını kullanan milletler sizden olmadığı sürece barbardır, çağ dışıdır, vahşidir…
Ama biz barbar değiliz. Milattan sonra 730 lu yıllarda ne güzel anlatmışız:
“Üze Tengri basmasar, asra yer telinmeser, Türk Bodun ilining torugin kem artati, udaci erti.”
[Bilge Kağan, Orhun Yazıtları]
“Üzerimize kılıç çekilmedikçe, ülkemize saldırılmadıkça, milletimiz cefa çekmedikçe, bizden kimseye zarar gelmez.”
Bu konu da Barış Manço’yla ilgili de bir anektot mevcut.
Barış Manço Fransa’da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuk olmuştur. Karşısındaki spiker küstahtır ve Barış Manço ile sürekli dalga geçmektedir. “İşte Türk, yani barbar, vahşi vs…” şeklince cümleler kurmaktadır. Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere:
“Yanınızda kâğıt para var mı?” diye sorar! Bu soruya spiker şaşırır ve “Evet var ama ne olacak” der. Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır. Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında “Anahtar” adlı şarkısını söylemiştir. Bu şarkının bir bölümü şöyledir: “Beş Akif- bir Saat Kulesi, iki Kule-bir Fatih, beş Fatih-bir Mevlana, İki Mevlana-bir Sinan” (Barış Manço / Anahtar şarkısı / Darısı Başınıza Albümü / 1992). Bu şarkı bir matematik sorusudur ve şarkıda adı geçen kişiler o dönemdeki Türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir…
Barış Manço spikere sorar:
“Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim?”
Spiker: “General.”
Barış Manço diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar, spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır,
Spikerin bu “falanca General, falanca Amiral, falanca Komutan” cevabından sonra, bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarını çıkarır…
Barış Manço der ki:
“Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy’ dur. Şairdir…
Bu fotoğraftaki kişi Mevlana’ dır. Düşünürdür…
Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet’ dir. Adaletin sembolüdür…
Bu paradaki kişi ise Atatürk’ tür. “Yurtta barış, dünyada barış” diyen kişidir. Bizim paralarımız bunlar. Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına şairlerimizin, düşünürlerimizin, bilim adamalarımızın fotoğraflarını bastık…
Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş Adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!” der…
Barış Manço’ nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keserler ve spikeri yayından alırlar, başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar, yeni spiker Barış Manço’ dan ve Türklerden özür diler…
Önce haberi okuyun lütfen…
Değişen iktidar ile TRT de yeni yerleşen zihniyet bu işte…
Banu Avar ülke ülke gezip belgesel tadında gazetecilik çalışmaları yapıyor… İzlenilen 60 dk bir programı hazırlamak için günlerce ekibiyle birlikte çalışıyor. Program başına 30 bin alıyor.
Hakan ŞÜKÜR ise programdan bi süre önce çıkıp ekranda atıp tutacak, ve program sonunda çıkıp gidecek… “Bu iş için aldığı para 10 bin YTL bile değil… Çok ucuza kapattık” denebiliyor.
Elmalarla Armutları karşılaştırıp bunu halka sunuyorlar ve ne yazık ki bizler de yutuyoruz…