Categories
Bilgisayar Çalışma Hayatı Eleştri Internet Mühendislik Yazılım

Koşarak uzaklaşılası iş ortamına örnek

Categories
Kişisel Yazılar TC Yorum

33 Kurşun

Vurun ulan,

Vurun.

Ben kolay ölmem…

der Ahmed Arif. 32 kurşun sıkılmıştır Turan Dursun’a. “33 de sıksanız öldüremezsiniz temsil ettiğimiz şeyleri…” demektedir.

O gün bu cinayeti işleyen zihniyet yine iş başındadır… Ama biz kolay ölmeyiz… Bizim ilham aldığımız bir bayrağımız ve yeminimizi oluşturacak bir İstiklal marşımız var…

Kükremiş sel gibiyiz, bendimizi çiğner aşarız;

Yırtarız dağları, enginlere sığmaz, taşarız.

Categories
Şiir

YIKIN HEYKELLERİMİ (Anlayana)

Ey milletim Ben Mustafa Kemal’im.
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim
Hala en hakiki mürşit değilse ilim
Kurusun damağım dilim. Özür dilerim
Unutun tüm dediklerimi.Yıkın diktiğiniz heykellerimi

Özgürlük hala en yüce değer değilse eğer
Pırangalı kalsın diyorsanız köleler
Unutun tüm dediklerimi. Yıkın diktiğiniz heykellerimi.

Yoksa çağdaş medeniyetin bir anlamı
Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı
Baş tacı edebiliyorsanız Sanatın içine tüküren adamı
Unutun tüm dediklerimi.Yıkın diktiğiniz heykellerimi…

Yetmediyse acısı şiddetin,savaşın
Anlamı kalmadıysa Yurtta Sulh dünyada barışın.
Eğer varsa ödülü silahlanmayla yarışın
Unutun tüm dediklerimi. Yıkın diktiğiniz heykellerimi…

Özlediyseniz fesi, peçeyi Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi
Hala medet umuyorsanız Şıhtan,şeyhden,dervişten
Şifa buluyorsanız Muskadan,üfürükçüden
Unutun tüm dediklerimi. Yıkın diktiğiniz heykellerimi…

Eşit olmasın diyorsanız Kadınla erkek
Karaçarşafa girsin diyorsanız Yobazın gazabından ürkerek
Diyorsunuz ki okumasın Kadınımız kızımız Budur bizim alın yazımız
Unutun tüm dediklerimi.Yıkın diktiğiniz heykellerimi…

Fazla geldiyse size Hürriyet,Cumhuriyet
Özlemini çekiyorsanızSaltanatın,sultanın
Hala önemini anlamadıysanızMillet olmanın
Kul olun ümmet kalın Fetvasını bekleyin şeyhülislamın
Unutun tüm dediklerimi. Yıkın diktiğiniz heykellerimi…
Rahat bırakın beni…

(Yazarını bilmiyorum… Ellerine, beynine, duygularına sağlık…)

Categories
Bilgisayar Eleştri Internet Yorum

Elektronik Posta Gönderme ahlakı

Bu sayfaya muhtemelen eposta gönderme ahlakına uymadığınız için geldiniz… Elbette bu ahlaka uymamanız kasıtlı değildir. Ama konu sandığınızdan daha önemli.

biz en iyisi buna “BİLGİSİZLİK” diyelim ve bu yazıyı okuduktan sonra e-posta gönderirken daha dikkatli davranacağınızı kabul edelim.

Bu yüzden lütfen aşağıdaki yazıyı tamamen okuyarak eksik bildiğiniz noktaları öğreniniz… Bilmeyenleri bu yazıyı okumaya yöneltiniz. (Tabi bunu yaparken de e-posta ahlakına uyarak hareket ediniz.)

Unutmayın, e-posta adresiniz sizin özelinizdir. Tanıdığınız bir kişinin dikkatsizliği yüzünden, tanımadığınız kişiler tarafından ele geçirilip farklı amaçlar için kullanılmasını önlemek için tanıdıklarınızı bilgilendirin…

Günümüzde o ya da bu şekilde; Internet hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda. Nasıl günlük hayatımızda kedimizin ya da başkalarının zarar görmemesi için önlemler alıyor, dikkatli davranıyorsak hayatımızın bir parçası olan Internet üzerinde de her adımınızı bilerek ve düşünerek atmamız
bizim faydamıza olacağı kadar başkalarınında faydasına olacaktır.

Yeni bir e-posta gönderirken ya da size gönderilmiş bir e-postayı başkasına gönderirken şu konulara LÜTFEN dikkat edin:

  1. Birden fazla kişiye e-posta gönderme: Çok kişiye e-posta gönderecekseniz mutlaka e-posta adreslerini BCC bölümüne ekleyerek alıcılar tarafından okunmasını engelleyin.
  2. Birden fazla kişiye gönderilmiş e-postayı iletme: Eğer bir tanıdığınız birden fazla kişiye e-posta gönderirken alıcı adreslerini BCC alanına eklemeyi unutmuş ise siz bu hatayı tekrarlamayın. E-postayı iletirken e-posta gövdesinde kalacak tüm adres bilgilerini be gerekisiz metinleri silin. E-postayı birden fazla kişiye iletecekseniz alıcı adreslerini BCC bölümüne eklemeyi unutmayın.
  3. E-posta gönderenin kimliğini koruyun: Size gelen bir e-postayı başka birine yönlendirirken gönderen kişiye ait iletişim bilgisini e-postadan silin. Gereksiz ve fazla metinleri temizlemeyi unutmayın.
  4. Konuyu boş ya da anlamsız bırakmayın: Konu bölümünün mutlaka anlaşılır bir metin içermesine dikkat edin. Okuyan insanlara e-postanızı açmadan fikir sahibi olması olanağını tanıyın.
  5. Dosya ekleri: İlgili dosyları eklediğinizden, yanlış ya da eksik dosya göndermediğinizden emin olun. Gönder tuşuna basmadan önce 3 defa kontrol edin… Gönder dedikten sonra dönüşünüz olmayacak 🙂

ALICI E-POSTA ADRES ALANLARI

E-Posta göndermenize yardımcı uygulamalarda, sitelerde dikkatiniz çektiyse e-posta adreslerini yazmak için farklı alanlar tanımlanmıştır. Bu alanlar epostanın gönderildiği eposta adreslerinin karşı tarafta görüntülenme seçeneklerini ayarlamak için tanımlanmıştır.

  1. To (Kime): Bu bölüme e-postanın muhataplarına ait adresler eklenmelidir. Buraya eklenen adresler e-posta alıcıları tarafından görüntülenebilir. Bu nedenle hoşunuza giden bir epostayı arkadaşlarınıza gönderirken tüm adresleri bu alana eklemek doğru değildir. Bu alana eklenen adresler alıcılar tarafından okunabildiği için alıcı arkadaşınız tarafından masum bir şekilde e-postayı üçüncü şahıslara iletirken adresleri silmemesi durumunda adreslerin e-posta gövdesinde kalmasına ve tanımadığınız kişiler tarafından ele geçirilmesine neden olabilecektir.
  2. CC (Karbon Kopya): Konu ile doğrudan ilgisi olmayan, ama bilgilendirilmesi gereken kişilerin adreslerini bu alana ekleyin. Böylece e-posta bu kişilere de iletilecektir. Bu alana eklenen adresler tüm alıcılar tarafından görülebilir.
  3. BCC (Kör Karbon Kopya): Konu ile doğrudan ilgisi olmayan, ama bilgilendirilmesi gereken kişilerin adreslerini bu alana ekleyin. Böylece e-posta bu kişilere de iletilecektir. Bu alana eklenen adresler hiçbir alıcı tarafından görülemezler.

INTERNET E-POSTA ADRESİ TOPLAMA YÖNTEMİ – Zincir Posta

Tamamen uydurma ama ilgi çekici bir konu belirlenir. Mümkünse insanlarını vicdanlarına ya da dini duygularına hitap etmelidir. “Zor durumunda olan birine yardım”, “Bu duayı göndermezsen kötü şans peşini bırakmayacak” gibi e-postalar tamamen bu amaçla kötü niyetli kişiler taafından internete yayılırlar.

İyi niyetli saf alıcılar ise e-postaya inanarak kaç kişi tanıyorlarsa bu epostayı yukarıda anlatılan kurallara uymadan hepsinin adresini okunabilir şekilde TO, CC gibi e-posta adres alanlarına ekleyerek toplu gönderim yapar. Yani siz 10 kişiye gönderirsiniz, 10 kişi 10’ar kişiye gönderir… Zincirleme şekilde e-posta milyonlarca kişiye gider… Dikkatsiz kişilerin adresleri okunabilir olarak göndermesi adreslerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesine neden olur.

Bu yüzden e-postaya inansanızda lütfen arkadaşlarınızın adrelerini koruyun ve toplu e-posta gönderirken adresleri BCC alanına ekleyin…

LÜTFEN…

Categories
Eleştri Yorum

Türk dizileri

Emperyalist devletler, yaşayabilmek için başka devletleri sömürmek zorundadır. Bu işi yaparken kaynak olarak kullanılacak devletin olabildiğince küçük parçalara ayrılıp sömürülmesi yolu çok makbuldür.

Yugoslavya, Sovyetler Birliği, Irak, Çekoslovakya ve daha niceleri hep bu tezgah sonucu artık yok…

Peki bu milletlerin elleri armut mu topluyordu da emperyalist güçler emellerine rahatça ulaşabildi? Tabi ki hayır. Sadece uyuşturulmuşlardı.

Daya televizyonu, daya diziyi, daya yarışmayı… Taktik hep aynı…

Bir ara bizde de bir çok pembe dizi bu amaç için kullanıldı… Etkili olmadığını düşünebilirsiniz ama elimizden alınan şeylerin yavaş yavaş farkına varmaya başlayacağız. (Tabi önce gaflet uykusundan uyanmamız lazım…)

Tabi bu pembe diziler sadece bizde değil bize yakın kültürlerde de kullanılmak istendi. Ancak, pembe dizilerde bir sıkıntı vardı. Müslüman milletler üzerinde etkisini beklenen hızda göstermiyordu. Çünkü bizim kültürümüzden çıkmıyorlar, bizim örf, adet ve anenelerimize ters düşüyorlardı.

Aradan uzun bir süre geçti… Sonra nasıl olduysa birden ülkemizde dizi sektörü patladı. Her kanalda günde 3-5 dizi yayınlanır hale geldi. Yabancı pembe dizilere alternatif yaratılmıştı. Daha sonra bu diziler komşu Arap ülkeler ve Türki cumhuriyetlerde gösterlimeye başlandı. Hatta kardeş ülke Azerbeycan’da Türkçe değil dublajlı olarak izletilmesi konusu bile tartışıldı.

Herkes dizilerdeki karakterleri yaşamaya, onların dertlerini dert bilmeye, çalışma saatlerinde bile olayları irdeleyip tartışmaya başlamıştı… Cebindeki para gizlice alınıyormuş… Koy götüne, rahvan gitsin… Kimin umurunda. “Ferhunde .r..p.s. Şevket’i aldatıyormuş, yazık Şevket harcanıyormuş. İstese Sedef verirmiş ama treni kaçırmış… Ama Ferhunde’nin foyası ortaya çıkınca tekrar bi şans olabilirmiş…” Kardeşim sen bunların tartışırken ayağındaki donu bile satıyor birileri… Mutfağındaki un başka taraflara akıtılıyor… Haberin yok…

Senin neyden haberin var… Hükümetin yaptığı yakacak yardımından, yiyecek yardımından… Ne iyi hükümet değil mi?

Bence artık uyanmanın vakti geldi… Silkelenin ve kendinize gelin. Hepimizin içinde olduğu bu durumunda tek sorumlusu AKP ve politikalarıdır… Yaşadığınız hayatın boktanlığından AKP sorumludur. Yine bizden topladıkları paralarla yaptıkları yardımlara kanmayın… 5 alıp 1 verenlere aldanmayın…

En başta saydığım ülkelerin arasında bizlerin de isimlerinin sayılmaması için TV izlemekten daha faydalı şeyler yapmaya başlamamız lazım… En azından zamanınızı öldürmeyin. Haber, tartışma programı izleyelim…

Hiçbir şey yapamıyorsak bile kapatalım televizyonu, sevdiklerimizle vakit geçirelim, sohbet edelim…

Kesinlikle “Yaşadığımızın farkına varacağız…”

Categories
Gezi TC

Anıtkabir

İnsanın duygularını anlatamadığı anlar olur… İşte Anıtkabir ziyaretimiz böyle bir çok ana şahit oldu… Şanlı Türk Ordumuzun çiçek gibi bakıp organize ettiği müthiş bir yapı ‘Anıtkabir’.

Önce kısa bir taksi yolculuğu ile Anıtkabir’in kurulu olduğu Anıttepe mevkisinde nizamiyeye geldik… Bu noktadan ileriye sadece yürüyerek ve tahsis edilmiş olan ring servisi ile gidilebiliyor. Nizamiyeden içeriye hiç bir şekilde el çantalarının dışında büyük çanta vb. sokulamıyor. Biz de girişte bulunan emanete sırt çantamızı bıraktık. (Keşke bırakmadan önce şapkalarımızı almayı akıl edebilseydim.)

Ring servisi ile hareket ettik. Yavaş yavaş sıcaktan etkilenmeden hafif esintili bir şekilde ilerliyorduk…

Ters oturanlar yaklaştıkları yerleri görmek için boyunları koparcasına geriye dönüp bakıyorlardı.

Kısa bir yolculuktan sonra Aslanlı Yolda indik ve Anıtkabir ziyaretimiz gerçek anlamda başlamış oldu.

Tüm diğer ziyaretçiler gibi heyecanla aslanlı yolun başında bulunan merdivenleri çıktık ve yolun girişinde bulunan Hürriyet ve İstiklal kulelerini gezdik.

İstiklal kulesi (sağ) Anıtkabir maketini sergilerken, Hürriyet kulesi (sol) Anıtkabir inşaasında kullanılan malzemeleri ve ilgili fotoğrafları sergiliyordu.

Aslanlı yol karşımızda duruyor ve büyük bayrak direği üzerinde bayrağımız uzakta dalgalanarak bize hoş geldiniz diyordu.

Bu yolda yürüyen kalabalıkları hayal ettim…

Alsanlı yolda girişte bulunan erkek ve kadın heykel grupları, aslanlı yola adını veren aslan heykelerden daha ilgi çekici duruyorlardı tabi ki.

Özellikle kadın heykel grubunun Ata’yı uğurlamayı tasvir ediyor olmasından çok etkilendim…

Ama yolun iki tarafında karşılıklı olarak dikilmiş kırmızı ve beyaz güller kocaman kocaman açmışlar ve insanlara eşlik ediyorlardı. Özellikle kırmızı güllerin büyüklüğü bu topraklar için dökülen kanların çokluğunu gösterir gibiydi.

Ata’nın askeri olmanın verdiği gururla nöbet değişiminden dönen askerlerimiz.

Aynı mekan içinde istirahat eden ebedi silah arkadaşları.

Özel olarak yapılan bayrak direğinde ay-yıldızlı bayrağımız nazlı nazlı dalgalanırken ona bakan bir insanın gurulanmaması mümkün mü?

“Dalgalan sen de şafaklar gibi, ey nazlı hilal!”

Rahat uyu… Emanetine sahip çıkacağız…

Categories
Kişisel Yazılar Uncategorized

İçelim akıllanalım

Aytekin göndermiş… Bi akşam doğruluğunu ciddi şekilde kontrol etmemiz gerek diye düşünüyorum…
Yazı şöyle:

Bir bufalo sürüsü en yavas bufalonun hızında hareket eder. Sürü saldırıya uğradında ilk olarak en arkadaki zayıf ve yavaş olanlar öldürülür.

Bu dogal seleksiyon, sürünün tümü için yararlıdır, çünkü sürünün genel hızı ve sağlığı bu zayıf üyelerin ölümü sayesinde korunur.

Aynı şekilde, insan beyni de en yavaş beyin hücrelerinin hizinda çalışır.

Bugün, bildiğimiz gibi alkolün aşırı tüketimi beyin hücrelerini öldürmektedir. Ancak, doğal olarak, alkol en yavaş ve zayıf olan beyin hücrelerine saldırmaktadır. Bu yolla biranin ve/veya şarabın az miktarlarda düzenli tüketimi, zayıf beyin hücrelerini öldürerek beynin daha hızlı ve etkili bir makine olmasını sağlamaktadır. işte bu nedenle, birkaç kadehten sonra, her zaman kendinizi daha zeki hissedersiniz.

Neymiş o zaman;

İçelim akıllanalım…

Categories
TC

Vatan size minnettardır

Bu kadar yokluğa, içimizdeki onlarca haine rağmen savaşlar kazanılmış, yeni Türk devleti ‘Türkiye Cumhuriyeti’ olarak kurulmuştur.

Nice insanlar ne fedakarlıklar göstermiş. Haklarının bize helal olması için daha çok çalışmalıyız…

Categories
Bayramlar Kişisel Yazılar

Hayırlı olsun

Bizim Kuzen Alman Rathgeber firmasının distribütörlüğünü almış. Etiket çözümleri sunan firma çok geniş bir ürün yelpazesine sahip.

Örneğin bu fotoğraflarını gördüğünüz örnek firmanın patentine sahip olduğu 4d-magic ürünlerinden yalnızca bir tanesi.

Kuzen’im Umut BAYRAM’ a yeni işinde başarılar diler hedeflediği yerin çok daha ilerisine gitmesini temenni ederim…

Categories
Eleştri

Atmayın kardeşim…!

Atmayın, yere çöp özellikle de sigara izmariti atmayın…

Doğanın sizin sigara izmaritlerinizi yoketmeye çalışmaktan daha önemli işleri var…

Küfür mü etmek lazım illa ki… Değiştirin bu kafayı, zıçtırtmayın ağzınıza…